Çok beklenmedik gelişti Los Angeles yolculuğum. Fazla eğlenip gezemedim
açıkçası ama güzel bir ortamdı. Uluslararası boyutta okulu temsil
etmenin mutluluğu ve çok daha fazla gururu hep yanımdaydı.
Eğlenip gezmekten tek beklentim, sokaklarda dolaşıp fotoğraf çekebilmek, Hollwood'a gidebilmek ne bileyim kolay kolay elde edemeyeceğim deneyimler kazanmaktı. (Son gece kaldığım yerdeki korkum aslında kolay kolay elde edemeyeceğim bir deneyim sayılabilir.)
Los Angeles havaalanında bavulumu emanet alabilecek biryer olmamasıyla son gündüzümü de çöpe attım. Bir türlü wirelessa bile bağlanamadığım saçma yerde, kaç saat uyudum bilmiyorum. Ama ödülümü uçağa binince aldım.
Alkoller ücretsizdi! Şaka yapıyorum bu değil :p Bu şehrin sokaklarında akşam dolaşmak gerektiğini acı bi şekilde gördüm. Daha önce gece uçaklarına (red eye flight) bindim. Ama ben yukarıdan bu kadar harika ve büyüleyici bir şehir görmemiştim! Son anda tüm güzelliğini sermişti bana Los Angeles.
İçerisinde Universal Studios, Hollywood, Walk of Fame, bi dolu Boeing fabrikası, Long Beach'le başlayan büyüleyici sahil yolu, 6 Flalgs, bi dolu outlet içeren büyüleyici manzaralı şehir... 10yıllık vizem dolmadan en az bi kez daha gelirim ben!
Not: Başlığı Amerika'ya gittiğim için değil, Hobbit'ten alıntı yapmak için İngilizce yazdım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder