Uyuyamamak değil de uyuyamayınca kimseyi arayamamak aslında daha sinir bozucu.
Bazen düşünüyorum. Bu kadar mı alıştım işlerin yolunda gitmemesine. Etkilemez olmuş hayatımın hızla değişen gündem maddeleri. Artık sadece uykusuzluk olarak etki ediyor bu travmalar.
Aman gece gece kabus gibi uyandırmayayım diye tavanımı kendime arkadaş bildim. Yaklaşık bir haftadır süren bu sıcak bakışmalarımız artık bi son bulmalı diyerek, tavanıma veda ettim ve gerçekten varlığını unutmuş olduğum bloguma geldim ben de.
Lamba açmayı redderek laptopı bulup, siteye ulaşmayı denerken insanların neden klavyesi ışıklı bir laptop alma ihtiyacı hissettiğini anladım. Yani ilk bikaç dakika "hay allah nasıl görcem" soruları dönerken aklımda sonra gerçek anlamda akan parmaklarımdan etkilenmedim değil. Belki de o kadar rapor yazmak gerçekten bi işe yarıyordur.(!) Özetle son kararım insanların ışıklı klavyesi olan bi bilgisayarı sadece şekil için aldıkları yönünde.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder